Ne Mutlu Türküm Diyene

29 Ekim 2012 Pazartesi


Enteresan zamanlar ve Cumhuriyet Bayramı kutlama çabası

0 Yorumgaçlı Okurcan
cumhuriyet_bayrami


Bundan çok değil 10-15 yıl önce biri çıksa dese ki vatandaş 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak için yürüyüş yapacak devletin valisi bunu yasaklayacak,polis de kutlamaya gelenlere gaz sıkacak zor kullanacak eminim hepiniz ağzınızı bırakır bir tarafınızla gülerdiniz bunu söyleyene garibim genç yaşta delirdi diye.

Nihayetinde oldu.

Başta ADD olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü ve Cumhuriyeti Kuranların müştereken kurduğu parti olan Cumhuriyet Halk Partisi Bayramı kutlamak üzere birlikte Cumhuriyet Yürüyüşü yapmaya karar verdiler.Bu siyasi bir partinin mitingi değildi ya da herhangi bir protesto yürüyüşüde lakin Ankara Valisi muhtemelen yüksek yerlerden gelen talimatla ( Zamanında Turgut Özal'a Devletin valisi çökmez diyen validen Cumhuriyet bayramı yürüyüşünü engellemeye çalışan valiye gelişimizdeki evrim sıçrayışına bakıp ibrette alabilirsiniz ) güya "provokasyon istihbaratına" dayanarak yürüyüşü engellemeye çalıştı. Kararın Anayasa'ya açıkça aykırı olmasını bir yana bırakalım devletin görevi bu tür istihbaratlar karşısında yürüyüşü engellemek midir yoksa istihbaratın gereğini yapıp yürümek isteyenlerin başına birşey gelmemesini sağlamak mıdır? Neyse yürüyüşün engelleneceği bilinmesine rağmen STK'lar kararlarından vazgeçmediler 28 ekim günü diğer şehirlerden toplanılacak 29 Ekim de Ankara'ya ilk meclisin önüne gelinecek ve hep birlikte eğlenerek Anıtkabir'e yürünecek ve yürüyüş tamamlanacaktı.Devletin Polisi yine yukarıdan gelen talimatla otobüslerin şehirlerden çıkmasına izin vermedi türlü bahaneler ortaya kondu güya "evraklar eksikti" devlet yine Anayasa'nın seyahat özgürlüğü kısmına aykırı bir karar alarak vatandaşların organize olarak Ankara'ya gitmesine mani oldu.İnsanlar yıldı mı hayır aksine daha büyük bir coşkuyla yüklendiler meydanlara.Polis engeline yine takıldılar onca gaz,tekme ve basınçlı su yemelerine rağmen yılmadılar engelleri de aşarak Anıtkabir'e yürüdüler.

Peki bu engelleri çıkaran muhterem zevat bir süre önce ne diyordu Milli Bayramların statlarda kutlanılması biraz mussolini biraz hitler kısacası faşizm kokuyordu bu nedenle halkla beraber meydanlarda kutlanılmalıydı.Peki şimdi halk kutlamak isteyince neden kabahatli oldular engeller çıkarttınız?

İşin komik tarafı muhterem zevat'a oy veren insanlarda o zamanlar halkla kutlanmalı derken son karardan sonra onlarda 180 derece yön değiştirdiler güya muhalefet ve STK'lar maraz çıkartmaya çalışıyor bozgunculuk yapıyorlardı.Bu kadar hızlı görüş değiştiren bir kitle görülmemiştir :)

Peki bu olaylar vuku bulurken muhterem zevat neredeydi tabiki tekmili birden hipodromda resmi geçitteydiler e hani halkla kutlanacaktı ne işiniz vardı orada? Sizde gelseydiniz halkın arasına Cumhuriyet Yürüyüşünü engellemeye çalışmak yerine o coşkuya ortak olsaydınız fena mı olurdu?

24 Ekim 2012 Çarşamba


Estek köstek gezmeler

2 Yorumgaçlı Okurcan
Kırk yılın başı ayıla bayıla bir ayakkabı aldım 2 gündür bana cehennem azabı yaşatıyor namıssız.200-300 metre yürümeye gelmiyor hemen sağ ayağımın parmaklarla ayak kısmının birleştiği yerden yardırmaya başlıyor insan yürümekten bizar oluyor.Halihazırda yürümeyi pek seven kinetik enerji insanı değilim gittiğim hepi topu 3-5 yer var onlarda muhterem ayakkabı sayesinde bana kaf dağının ardı gibi gelmeye başladı.Bağcıkları gevşettim olmadı, ayağımı topuğa doğru çekmeyi denedim olmadı hatta ayakkabıya yumuşasın deyü masaj bile yaptım lakin bana mısın demedi namert.Yapcak bişey yok ya ayakkabı benim ayağa ya da benim ayak bu işkenceye alışana kadar çekicez bu kahrı seve seve :)


highland_creek
Eşgalini vereyimde alacak olursanız yaşadıklarım aklınızda bulunsun :)

Unutmadan tüm okurcanlarımın Kurban Bayramını kutlarım.Kurban kavurmasının tadı güzel olur mevzuyu abartıp ete doyucam diye mide fesadı geçirmeyin aman diyim :)

20 Ekim 2012 Cumartesi


Taken 2 - Takip: İstanbul Luc Besson'un en dandik filmi

0 Yorumgaçlı Okurcan
taken_2

Biliyorum yine filmlerden bahsederek hepten sinema bloğuna bağladım ama içimde mi kalsın? Ne yapayım elimde değil yazmam lazım :) Luc Besson denilince aklıma Léon,taxi serisi,Transporter (taşıyıcı) serisi,wasabi,5.element (The Fifth Element)gibi hemen hemen herkesin beğenisini kazanmış bazıları kült olmuş filmler gelir.Lakin bu sefer luc emmi cidden sıçmış hatta üzerine sıvamış bir hayli alçaltıcı bir oryantalizmle istanbul'u aktarmış iyi niyetine inanmasam midnight express'le yarışabilir diycem o kadar sinirlendim izledikten sonra.Neden olduğunu bilahare açıklıycam kafadan spoilerle girmeyeyeyim.

Taken (96 saat)da kızı kadın tacirleri tarafından kaçırıldıktan sonra onun izinde paris'e giden ve kurtarırken ortalığı birbirine katan peşinde ufak çaplı bir ceset tepesi bırakan Bryan Mills (Liam Neeson) Taken 2 (Takip: İstanbul)'de yine başrolde bu sefer pariste kızını kurtarırken öldürdüğü kadın tacirinin arnavut mafyasının ileri gelenlerinden olan babası intikam peşinde yolları istanbulda kesişiyor.

Dikkat: Bol miktarda spoiler içerir.

Filmde saçmalıklar o kadar üst seviyede ki hangisinden girsem bilemiyorum mesela arnavut mafya babası Türkiye2ye girerken gösterdikleri sınır kapısı bildiğin kulübe ve yanındaki dandik bir tahta, Türkiye2de kadınların neredeyse tamamı kara çarşaflı başı açık birini gördümü aglulu bugulu diyerek kendi aralarında konuşarak tepki veriyorlar,Kız babasının yerini tespit edebilmek için İstanbul'da el bombası (yanlış okumadınız değil bildiğin el bombası) patlatıyor ve bir allahın kulu hop bilader nolii demiyor.Takip sahnelerinde kullandıkları polis arabaları ayrı bir komedi prodüksiyon maşallah hiç kısmamış bütçeden 2013 model murat 131 bulup kullanmışlar heralde bütün para oyunculara gitti ne diyim :) Bryan Mills (Liam Neeson) istanbul sokaklarında önüne geleni pataklıyor hatta mermi manyağı yapıyor ama her ne hikmetse ilaç niyetine bir polis piyasaya çıkmıyor. Aslında tüm saçmalıkları tek tek yazmak lazım ama inanın sabrım ve sinirlerim müsaade etmiyor.

Spoilerin sonu...

Gerçi kabahatin hepsi Luc Besson'da dersem haksızlık etmiş olurum adam sadece yazmış ve yapımcılık yapmış (film çekilirken uyuyakaldı heralde) :) neticede filmin bir de yönetmeni var (
Olivier Megaton)ama onun yerine setin çaycısı yönetse eminim daha iyi bir eser çıkartırdı ortaya.Bu dandik filmi izlemenizi pek tavsiye etmiyorum o yüzden affınıza sığınarak fragman ve filmden karelere yer vermiyorum.

17 Ekim 2012 Çarşamba


Dredd 3D - Yargıç Dredd 3D tam anlamıyla fiyasko

0 Yorumgaçlı Okurcan
dredd_3d

Judge Dredd'in bir anlamda devamı olan Dredd 3D'nin (Yargıç Dredd 3D) çekileceğini ilk duyduğumda açıkçası oldukça heyecanlanmıştım zira disütopik filmler arasında çok müstesna bir yeri vardı dredd'in benim nazarımda,filmdeki onca saçmalığa,komikliğe rağmen sevmiştim yani.Yeni sinema tekniği ve teknolojisiyle film,n geliştirileceğini tabiri caizse izleyeni kopartacağını düşünüyordum.Gel gelelim neticede bir endonezya filmi olan Baskın'ın (Serbuan maut - The Raid: Redemption) ana temasına kahraman olarak dredd'in yerleştirilmesinden müteşekkil bir hilkat garibesi çıkmış ortaya.

Hadi len olmaz o kadar diyecekler için spoiler sayılabilecek benzerlikleri sayayım ne yapayım el mahkum :)

Baskın'da bir polis ekibi suç klanının elindeki bir apartmanda suçlular tarafından kapana ıstırılıyor tesadüfe bakın Dredd 3D'de de nerdeyse aynı mega binanın içinde suçlular tarafından hapsediliyorlar sadece polis ekibi yerine Dredd ve pisişik mutant yargıç çaylağı yer alıyor, Baskın'da da polisin içinde hain vardı Dredd 3D'de de arkadaşlarını satan yargıçlar var.Sonunda beladan kurtulmak için suç kartelinin başındaki ismi yoketmeleri gerekiyor.Benzerliğin bu kadarına yuh artık denmezde ne denir? Senaryosunu aynı kişi yazmış herhalde diye düşündüm ilk başta sonra belki yönetmen aynıdır dedim o da değil heralde izleyip esinlendiler artık ne diyeyim senaryoyuda çalmış olamazlar hani :) Tesadüfün en ilginç tarafı şu an itibariyle imdb notları dahi aynı 7.7 :)

Judge Dredd'i sürükleyen isim Sylvester Stallone'du Dredd 3D'de ise dredd rolünde Karl Urban ve şuç şebekesinin başı ma-ma olarak Game of Thrones,  Terminator: The Sarah Connor Chronicles gibi yapımlardan hatırlayabileceğiniz Lena Headey var geri kalan oyuncular laf olsun poşet dolsun diye mevcut gayet silik hiç bir cazibesi olmayan karakterler olarak konumlandırılmış filmde.Genel olarak her iki filmde de pek ahım şahım bir oyunculuk yok, gerçi pekte gerek yok sonuçta bir çizgi roman uyarlaması ve bilim-kurgu,aksiyon filmi olay görsellikte bitiyor.

Dredd 3D - Yargıç Dredd 3D nasıl bir film izlenir mi, izlenmez mi diye soracak olursanız izlenmez diyemem filme o kadarda haksızlık etmek istemem ama en azından sinemada izlenecek bir yapım değil illa 3d izliycem diyorsanız o başka tabi.Açıkçası ilk yargıç dredd filmi konu anlamında daha ilginç ve sürükleyiciydi.


dredd_3d dredd_3d dredd_3d

Dredd 3D - Yargıç Dredd 3D Fragman

14 Ekim 2012 Pazar


ve samet krizi fırsata çevirir :)

0 Yorumgaçlı Okurcan
dogru_mu_samet
Fazla söze gerek yok adam ( samet )uyanık okurcanlar :)))

12 Ekim 2012 Cuma


ilgi arsızı

0 Yorumgaçlı Okurcan
İnsanın bir aptalı,bir cehaletinin farkında olmayan cahili, bir de ilgi arsızı çekilmiyor sevgili okurcanlar.Muhterem Ham Çökelek Atilla Taş ne kadar ekşına girsede bir türlü gündeme yer edinemediğinden mütevellit ne yapsam ne etsem diye düşünüp çareyi dünyaca ünlü olmuş PSY'nin Gangnam Style şarkısına türkçe cover yaparak ses getirmeyi denemekte bulmuş.Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığıyla hareket ediyorsan eğer birazcık olsun amacına ulaşmış sayılır Yamyam Style bir ara Twitterde Trend Topic olacak kadar kendinden söz ettirmeyi başardı.

Cover'ı değerlendirmek gerekirse tek kelimeyle rezalet, kalite açısından mukayese etmemiz gerekirse ajdar'ın şaheserleriyle aynı düzeyde denilebilir.

Atilla Taş bir zamanların mini mini birler çalışkan ikileri için neredeyse idol konumunayken şimdi geldiği hale bak yazık insan üzülüyor.İlgi çekmek için böylesi saçma girişimlere tevessül etmemeli insan.

Önemli Not:Şarkıyı gün içerisinde birden fazla dinlemeyiniz aksi durumda bünyede öğürme, kulakta dayanılmaz uğuldamalara ve müzikten nefret etme hissine yol açabilir bu durumlarda bloğumuz sorumluluk kabul etmemektedir :)))


Atilla Taş - Yamyam Style

9 Ekim 2012 Salı


İnsanlar tuhaf

4 Yorumgaçlı Okurcan
Mesela ben; istediğiniz kadar bir şeyi yapmamamı söyleyin emin olun o haltı karıştırırım, ne yapayım yaradılışım böyle. Kendimi bildim bileli yapma denileni yaparken bulmuşumdur kendimi sobaya dokunma yanarsın dersin bi bakmışsın ben gürül gürül yanan sobanın yanıbaşında elimi uzatmış yanmayı bekliyorumdur, radyo dinlerken düğmeleriyle çok oynamışımdır biri oynama bozacaksın demiştir ben o radyoyu son zımbırtısına kadar söküp etrafa saçmışımdır. Evladım evden uzaklaşma denmiştir ben ta fizanlara kadar gitmşimdir. Neden olduğunu bende bilmiyorum tuhaf bir içgüdü sanki yasak olan, men edilen daha çekici geliyor.Belki de sırf bu yüzden küçükken söylenen büyü adam ol sözü beni hiç mi hiç ırgalamamıştır bile, adam olamamış bir çocuk olarak kalmam bundandır.

Yasaklar kurallar bana göre değil anlayacağınız.

Ergenliğe yeni adım attığım yıllar ilk defa evde tek başıma kalacağım annem çıkarken sıkı sıkı tembihliyor evladım anahtarı kilidin üzerinde bırakma diye peki sonuç ne oluyor? Tabiiki ben anahtarı kilidin üzerinde bırakıyorum öğlene doğru lütfen kapıyı açıyorum birde ne göreyim bizimkiler apartmanda oturmuş kapıyı açmamı bekliyorlar :)

Bir benzer vukuat yıllar sonra cereyan ediyor yine bizimkiler beni evde bırakıp tatile gitmişler delikanlıyız ya, aileyle tatil işime gelmiyor illa ev bana kalsın her naneyi karıştırayım. Arayıp haber veriyorlar, bol bol tembih de ediliyor sabah 9'da evde olacağız kapıyı kilitleme diye, durumuyum kilitliyorum kapıyı ama saati kurmuşum hesapta sabah erken kalkacağım bizimkilere çay demleyeceğim.Kiltlememek mümkün mü ev kotta apartman kapısı kapı değil yol geçen hanı tek başına kalıyorsun maça yemiyor zira.Plan tıkır tıkır işliyor uyanıyorum erkenden bakıyorum saat daha 7 henüz ama gram uykum yok, kilit hala yerinde ne de olsa beyin bedava televizyonu açıyorum yattığım yerden izlemeye dalıyorum ve sonuç belli uyuya kalmışım.Bir ara uyanır gibi oluyorum karşımda babam rüya görüyorum zannediyorum sonra bir ses "oğlum uyan biz geldik" :) doğruluyorum "baba nasıl girdiniz ya kapı kapalıydı" diyecek gibi oluyorum annemin yüzündeki öfke ve hiddet ifadesi bana engel oluyor gıkımı çıkartamıyorum.Meğer bizimkiler yıkmışlar ortalığı babam beklemeye dayanamamış balkondan girmiş camı yerinden sökmüş içeri girip açmış kapıyı.Ulan demek uyurken altımızdan yatağı alsalar haberimiz olmayacak :)

Bu arada ben bunu niye anlattım hâlâ bilmiyorum...

7 Ekim 2012 Pazar


Yeni Kült Filmimiz Kareteci Kız

0 Yorumgaçlı Okurcan


Gün geçmiyor ki yepyeni bir Yeşilçam sanat şaheseri daha gün yüzüne çıkmasın. Son günlerde muhtemelen Kareteci Kız ismini duymuşsunuzdur en azından kulağınıza çalınmıştır. Hayatım boyunca pek çok saçma sapan filme maruz kaldım fakat bunu hiç görmemiştim,görmez olaydım cidden bambaşkaymış.Filmi dolayısıyla sahneyi çeken yönetmen hangi kafadaydı acaba 2-3 şişe absinthe içsen kurtarmaz, cila niyetine ot işine falan girmiş olmalı :)

Yönetmen tuvalet molası vermişken setin çaycısı çekse bundan iyi olurdu orası garanti.

Bu sahneye bir izahat yapmak gerekirse herhalde oyuncular çekim öncesi gırgır yaparlarken kamera açık kalmış, kullanılan filmler de o zaman pahalı tabi, madem kamera açık kaldı boşa gitmesin bari diye yapılan şamatayı filme eklemişler başka bir açıklaması olmaz. Filiz Akın'ın dövüş tekniğine bayıldım Jet Li izlese film teklifi alır, kesin bir sonraki John Woo filminde başrolü kapar.Bülent Kayabaş ise oyunculuğun dibine vurmuş resmen yardırmış bundan daha iyisini Hollywood'da bile göremezsiniz :)

Sahneyi bulup gün yüzüne çıkartarak bizi aydınlatan ecnebi arkadaş dünyanın en berbat ölüm sahnesi demiş adam haklı beyler ben de tesciliyorum.Bir zamanlar Yeşilçam'da film niyetine neler çekmişler demekten kendini alamıyor insan.Bir de üzerine para almışlardır bunun :)

Önemli Not: Lütfen söz konusu sahneyi kısa aralıklarla birden fazla izlemeyin kalıcı psikolojik sorunlara yol açabilir :)

2 Ekim 2012 Salı


Alex'in gidişine dair

0 Yorumgaçlı Okurcan
alex-de-souza


Alex doğru düzgün oynayamıyordu hatta bildiğin kötüydü son zamanlarda, üzerine oynanan oyunların, dalaverelerin moraline ve dolayısıyla futboluna olan etkisi yüzünden.Zaman zaman içinde bulunduğu sıkıntılı durumu diğer futbolcuların aksine tweetlerine yansıtıyordu ve bu da takım içinde daha büyük sorunlara yol açıyordu.Aslında bu onun adaletsizliğe karşı haykırışıydı, duyması, görmesi gerekenler bir türlü görmediler ve duymadılar.Belki de işlerine gelmedi.

Aykut hocanın Alex kompleksi uzunca sayılabilecek bir zamandan beri su yüzüne çıkmış vaziyetteydi Alex takımın içine öyle bir işlemiş ki neredeyse takımın ruhu olmuş tabi, haliyle ona rağmen birşeyler yapılamıyordu. Ya Alex gidecekti ya da o gidene kadar bu deve güdülecekti.

Madem istemiyordunuz adamı sezon başlamadan dostça ayırsaydınız ya yolunuzu ne diye sürüncemede bıraktınız?

Takım içinde ne olmuş - olmamış, aykut hocayla sorunları neymiş ne değilmiş bu beni bağlamaz. Önce havadan sudan bir sebeple aykut hoca kadro dışı bıraksın sonra meramını anlatmaya çalış ama başkan iki dakka bile yüzüne bakmasın vay arkadaş bağlılık,takımdaşlık, vefa, insanlık bunun neresinde? Sadece iyi bir Fenerbahçeli olarak Alex'in gönderilişini hazmedemiyorum.Profesyonel futbol yaşantısının neredeyse yarısını bu takıma vermiş, sahada canını dişine takmış yüzün üzerinde gol ve bir okadar da asist yapmış, pek çok maçı neredeyse tek başına kotarmış bir insana yapılacak muamelemiydi bu? Taraftarın adamın heykelini diksin sen daha heykelin çimentosu kurumadan resmen adamı kapıdışarı et.

İçim acıyor.

Fenerbahçe'ye karşı hislerim biraz buruklaştı artık sarı-lacivert renklere eskisi gibi şevkle bakamıyorum.Hele hele Akut Kocaman ve Aziz Yıldırım'ın isimlerini dahi duymak istemiyorum uzunca bir süre, zira bana ihanetten başka bir çağrışım yapmıyor.

Tek dileğim var yönetimden bundan sonra 10 numaralı formayı başka kimseye vermesinler artık o numara taraftarın nezdinde Alex'le bütünleşti formasını da hakettiği müstesna yere müzeye kaldırsınlar.

Böyle olmamalıydı diyebiliyorum sadece böyle olmamalıydı.

Güle güle Alex De Souza...
Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa