Ne Mutlu Türküm Diyene

30 Nisan 2012 Pazartesi


Siz kimsiniz anlayışı

0 Yorumgaçlı Okurcan
Bizim millet pek sever her mevzuda otoriteymiş gibi konuşmayı dost meclisinde bile konu siyaset,ekonomi vs olduğu takdirde her kafadan mutlaka ayrı bir ses çıkar ve her konuşan konunun kompetanı edasıyla savlarını savunur hatta çok zaman koca koca profesörlerin görüşlerini bile hayatında bir satır ekonomi dersi görmemiş insanlar yerin dibine sokarlar kısıtlı bilgileriyle, tabi eğer bu mecliste eğitim görmüş bilen biri varsa kafasıda çalışıyorsada eğer gülümseyerek seyreder konuşulanları zira eğer yok öyle değil böyle demeye kalkarsa başına gelecekleri bilir.Bunu aklınızın bir köşesine yazıp öyle okuyun yazımın devamını.


İşte bizim tiyatrocuların başına gelende buna benzer bir durum.Detaylara girmek istemiyorum merak eden internetin nimetlerinden faydalanarak detaya ulaşırlar kısacası İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarına doğudan müdahil olabilmek için yönetmelik değişikliğine gitme ihtiyacı hissetmiş tabi bu durumdan memnun olmayan tiyatrocularda duruma itirazlarını belirtip ekranlarda boy gösterince bizim muhteşem "demokrat" başbakanımız da konuya değinmeden edemedi çözümü bulmuştu "kontrol edemiyorsan özelleştir gitsin" şehir tiyatroları özelleştirilecekmiş devlet eliyle tiyatro yapılmazmış yaparsan da yönetime verip veriştiremezmişsin (yani demokratik hakkın olan görüş bildirme ve ifade özgürlüğün olamazmış) sözlerinden kısaca benim anlayabildiğim bu.


Şimdi bizim muhterem iktidarın siyasi zihniyetinin sanata bakşı belli içinden sanata tüküreni de çıkar, heykele ucube diyenide çıkar velhasılıkelam bizim muhteremler pek sanattan yana insanlar değiller sanatla başları pek hoş değil yani ne yapsınlar siyasi ve dünyevi görüşleri elvermiyor buna.Eğer onların istediği gibi sanat yapmaya kalkarsan da kusura bakma ama yaptığına da sanat denmez.


En komik olanı tiyatroculara Siz kimsiniz? Tiyatro sizin tekelinizde mi? Sanat sizin tekelinizde mi? Sanat konusunda söz söyleme ehliyetine sahip olan sadece sizler misiniz? gibi sözlerle yüklenmesi adamların mesleği bu tabiki bu konuda söz söyleme ehliyetine sahip bu adamlar yıllarını, gençliklerini vermişler ne yapacaklardı seslerini kesip başlarına gelecek olana razı mı olsalardı melül kuzular gibi? Doğru olanı, hakları olanı yapmışlar bu özveriyle çalışan insanlara yapılan muamele reva mı? Hem Şehir Tiyatrolarını özelleştirmekte nerden çıktı dünyanın her ülkesinde devlet tiyatroları maddi ve fiziki şartlar bağlamında sübvanse ederler zira devletlerin halkının kültür seviyelerini arttırmak ve onlara bu tür hizmetler sunmak gibi zorunlulukları vardır.

Korkarım yakında başbakan doktorlara sinirlenirse onlarada tıbbı öğretmeye kalkacak "Sen kimsin kardeşim açık kalp ameliyatı yapma tekeli senin elinde mi? Beyin cerrahisi konusunda söz söyleme ehliyeti sadece doktorlara mı ait? derse hiç şaşırmam :)


Tiyatro zor şartlar altında yapılan meşakatli iştir her insan altından kalkamaz ezber, yetenek, azimle çalışmak, reprtuara hakim olmak lazım her babayiğidin harcı değildir öyle aman aman çok para da kazandırmaz ayrıca ortalama bir çalışandan biraz fazla kazanırlar bu yüzdendir ki bazıları dizilerde oynamak zorunda kalırlar doğru düzgün bir gelir sahibi olabilmek için.


Ekranlarda bu konuyu tartşan muhafazakar insanların tavırlarıda başbakandan aşşağı kalır değil güya tiyatrolar halktan kopukmuş ah be muhterem git Şehir Tiyatrolarına da güzel bir oyundan bir hafta önce bilet bul sıkıyorsa kapalı gişe oynuyorlar neredeyse, bu mudur halktan kopuk tiyatro? Asıl mesele o değil istedikleri gibi oyunların oynanmaması dini milli değerlere bağlı oyunlar oynansınmış. Kardeşim çıkıp oynanmaya değecek bir oyun yazdınızda Şehir Tiyatroları bu oyunu görmezden mi geldi? Edebi yeteneğiniz ilkokul seviyesi müsamere yazmaya yetmez kısacası sıfır, hayatınızda tiyatroya gitmemişsiniz bıdır bıdır ahkam kesmeye bayılırsınız


Daha fazla uzatmadan Ulu Önder Atatürk'ün tiyatrocular için söylediği bir sözüye noktalamak istiyorum;
Efendiler... Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hattâ cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat, sanatçı olamazsınız. Yaşamlarını büyük bir sanata adayan bu çocukları sevelim...
1930 (İ. Galip Artan Anlatıyor, Ses dergisinden alıntı, Sümerbank dergisi, Cilt: 3, Sayı: 29, 1963)

28 Nisan 2012 Cumartesi


Sağlık bilmecesi

0 Yorumgaçlı Okurcan
Her allahın günü televizyonlarda kadın programları,haber bültenleri farketmez kerameti kendinden menkul kimselerin vatandaşa buyurduğu sağlıklı yaşam bıdı bıdılarının bombardımanına mazruz kalıyoruz.Yok şu otu kaynatırsan şuna iyi gelir yok şu meyveyi yersen şu hastalığa yakalanmazsın vs vs uzar gider.Bu muhteremleri dinlesek günde 10 kilo meyve 10 kilo sebze ve 1-2 kiloda kuruyemiş falan yememiz üzerine 4-5 litre su içmemiz akabinde mide fesadından nalları dikmemiz icab. eder.

Benim anlam veremediğim rtük diye bir kurum var televizyonları denetlemekle mükellef her köfteye maydonoz olmayı severken bu mevzulara neden el atmaz.Gecenin bir vakti çocukların izlemediği film ve programlardan çocukların ahlakının bozulduğu çıkarımına varan rtük her ne hikmetse ipe sapa gelmez bilimsellikten alabildiğine uzak tavsiyelere neden engel olmaz?

Geçen bu şifacılardan biri bir programda türklerin otacı kültürünün yok olduğundan dem vuruyordu heralde kendisinin müşterisi dolayısıyla kazancı falan azaldı :) e be muhterem tıp bu kadar gelişmişken napsaydık doktorları bırakıp hiçbir bilimsel faydası olmadığı aşikar olan koca karı ilaçlarına mı sarılsaydık?

Hele hele sağlık haberlerine illet olduğum kadar hiçbirşeye illet olmuyorum artık dünyanın başka hangi ülkesinde hastalıklarla ilgili bu kadar haber yapılır üstelik ana haber bültenlerinde? Eskiden magazin yayınlıyorlardı magazin yasaklanınca sağlığa sardırdılar sayelerinde her gün yeni bir hastalık keşfediyoruz ailecek bünyemizde bir gün kalp hastası, bir gün şeker,bir gün tansiyon hastası, bir gün basur oluyoruz (tövbe estafurullah) yakında hastalık hastası olup çıkıcaz o zaman haber bültenlerini hazırlayan zibidilerede birer kilo kına yollayacağım yaksınlar münasip yerlerine.

26 Nisan 2012 Perşembe


Ay sii

0 Yorumgaçlı Okurcan
Bende

24 Nisan 2012 Salı


Yalnızlık güzeldir

0 Yorumgaçlı Okurcan
Biliyorum peşinen pekçoğunuz itiraz edeceksiniz neresi güzel diye ama bu benim görüşüm belkide uzun zamandır alıştığım ortam bu olduğundan dolayı bana güzel geliyor. 

İlk olarak yalnızken hayalgücünüz inanılmaz derecede çalışacaktır tabi içinizde küçüklüğünüzden geriye bir çocuk kaldıysa bir nebze eğer.Kendi kendinize mini hikayeler uyduracaksınız kahraman siz olmalısınız ama yok öyle üçüncü kişi bakış açısından mini hikayelere konuk olmak. 

Kendinizi duvardaki çatlakları sayarken bulursanız şaşırmayın normaldir zamanla o çatlaklar gözünüze daha hoş gelecektir anlamlar yüklersiniz belki hiç olmadı birşeylere benzetirsiniz eğlence çıkar. 

Hayali arkadaşlarınız olacaktır muhtemelen (benim yok ama olanıda kınamam) olric misali çok sıkıldığınızda momologlardan diyaloglara girersiniz onunla belki maceradan maceraya atılırsınız hikayelerinizde oğuz atay'dan neyiniz eksik canım :)Hem arkadaşınızın şekli şemali de dünyaya uyumlu olmak zorunda değildir 3 gözü kuyruğu veya kanatları olabilir tek sınır hayal gücünüzdür nasıl olsa.

Akşamları pencerenizi açıp gökyüzüne bakabilirsiniz, özgürce ve içinizde birikmiş ne kadar kininiz varsa sayıp dökebilirsiniz nasıl olsa yanınızda kimsecikler yok. 

Naz, poz, trip yapacak kimse olmadığından rahat olursunuz genelde, birileriyle buluşmaya gitmek zorunda kalmazsınız o yüzden geç kalsanız da erken giseniz de farketmeyecektir.Giderken yanınıza hayali arkadaşınızı almayı da unutmayın fakat aman diyeyim toplum içinde onunla konuşmaya kalkmayın deli diye içeri alırlar sizi muhtemelen (içlerindeki çocuk öldüyse anlayamaz kimse sizi) 

Kafanıza estiğinde açarsınız rakınızı bi duble yuvarlarsınız işte o zaman sizi zorlar yalnızlık zira meret girmez boğazdan aşşağıya muhabbet edecek birileri olmadığında.

22 Nisan 2012 Pazar


İbretlik

2 Yorumgaçlı Okurcan
ego-eko-sistem
Doğamızın bugün bu halde olmasının sebebini bu grafikten iyi hiçbirşey anlatamaz kanımca.Yaradılanların en şereflisi eşref-i mahlukat'ın kendisini doğanın bir parçası değil herşeyin üzerinde onların efendisi olarak görmesi tüm bu felaketlerin asıl müsebbibidir.Aslında sayfalarca yazmak gerek bu hususta ama grafik fazla söze gerek bırakmıyor.

19 Nisan 2012 Perşembe


Sevdan Beni

2 Yorumgaçlı Okurcan
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...

Ahmed Arif

16 Nisan 2012 Pazartesi


Tüm felaketlerimizin sebebi

0 Yorumgaçlı Okurcan
Tabii ki açgözlülüğümüz.

İnsanoğlu çok acayip bir varlık varolduğundan bu yana tatmin edemediği açgözlülüğü için yapmadığı iğrençlik,ahlaksızlık,bayağılık kalmamıştır herhalde.İlk başlarda avcı toplayıcı ilkel varlıklarken avlanma alanı için savaşırdık,ateşi bulduk taştan aletler yaptık mağaralardan dışarı çıkar gibi olduk bu seferde hükmetmek için savaşmaya başladık kimin silahı üstünse zayıf olanı ya bünyesine kattı,asimile etti ya da tamamen yoketti bana kalırsa bilmsel olarak pek bir destek yok ama farklı insan türlerini de bu süreçte yok etti homo sapiens zekası,becerisi ve sonu gelmeyen açgözlülüğüyle.

Tarımı keşfettiğimizde ise toprak için katlettik birbirimizi verimli arazilerde yaşayanların kanlarıyla suladık topraklarını ve sonunda ilk büyük devletler ortaya çıktığında egemenlik için mücadele ettik komşu ülkenin toprakları hep bizim tavuğumuzdan daha kaz geldi.

Tek tanrılı dinler ortaya çıktığında ise önce putperestleri istemedik yöremizde civarımızda onları kafir ilan ettik yokettik yetmedi diğer tek tanırılı dinlere mensupları da öldürdük zira yaşam ve rabbe iman hakkı yalnızca bize bizim dinimize aitti sevabı bile bölüşemedik başkalarıyla.

Teknolojiyi geliştirdikçe fosil yakıt kaynakları ve enerji için mücadeleye başladık bulduğumuz kaynaklar yetmeyince atom enerjisini keşfettik belki doğru kullanılsa muhteşem bir deva olan atomun gücü bizim kirli ellerimizde toplu katliam silahı haline dönüştü kullanmakta da bir beis görmedik hala devam ediyor fosil yakıt kaynakları için savaşlar ha bu arada hala ilkel devirlerden kalan açgözlülüğümüzü yanımızda taşımaya devam ettik aynı primitif iç güdüyle yok etmeye talan etmeye yağmalamaya öldürmeye devam ediyoruz yalnızca öldürebildiğimiz yokedebildiğimiz insan sayısı değişti o kadar şimdi tek düğmeye basarak milyonları katledebiliyoruz.

Makrodan mikroya

Zengin olanımız doymuyor her yıl yeni bir araba,daha hızlısı,daha lüksü yeni bir ev daha büyüğü daha manzaralısı peki bu dümenin suyu nerden geliyor senden bende çalışan garibanın ücretinin sömürülmesinden satılan fahiş fiyatlı ürünlerden. Fakirimiz altta kalır mı imkanı olan gözünü karartan kafasını sokacak bir ev yapıyor hazine arazisine zamanla ailesi büyüdükçe evi genişletiyor o da yetmiyor üzerine kaçak kat çıkıyor bir bakmışsınız o masum başını sokacak ev olmuş size apartman.

Sosyal hayatımızdaki ilişkilerimizde açgözlülüğümüzen nasibini alıyor haliyle erkekler daha güzel kadınların, kadınlar ise imkanları geniş daha güçlü erkeklerin peşinde koştular. Neredeyse hepimiz maymun iştahlıyız kadın - erkek farketmez bir dalı etimizde tutarken daha iyisini daha yüksektekini kollamak adetimiz haline gelmiş.E tabi iş böyle olunca hiç kimse elindekiyle mutlu olmuyor sokaklar yüzü asık stres ve öfke nöbetlerinde insanlardan geçilmiyor.

Açgözlülüğümüz sayesinde belki gelişmiş bir medeniyete sahip olduk ama üzerinde bulunduğumuz mavi bilyenin dolayısıylada bizim sonumuzu getirecek olanda bu olacak.

12 Nisan 2012 Perşembe


Dücüşne Örlüzgüğü

0 Yorumgaçlı Okurcan
Ne kadar enteresan değil mi? Bir kelimenin ilk ve son harfleri aynı kaldığı sürece içindeki harfleri istediğiniz gibi yer değiştirtebilirsiniz ve insanlar bunu doğru okuyabilirler.

Bizim memlekette de düşünce özgürlüğünün hali bu adı var ama içeriği biraz farklı.

Altında imzamız bulunan avrupa insan hakları sözleşmesinin 10.maddesi der ki "Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir." Aynı avrupanın insan hakları mahkemesi bu bildirilen görüşlerin kapsamının incitici dahi olsa ifade özgürlüğü sınırları içinde kaldığını söyler.

Bu bilgileri bir kenara yazalım ve gelelim esas meselemize ;

Fazıl Say
Fazıl Say twitterde bazı ifadeler kullanmış."*”Muezzin 22 saniyede okudu akşam ezanını yahu. Prestissimmo con fuco!!! Ne acelen var? Sevgili? Rakı masası?”*"Ben ateistim :) diğer yarısını bilmem :))"*"Ateistim ve bunu bu kadar rahat söyleyebildiğim için gururluyum." diyeceksiniz ki ne var bunda twitterde buna benzer zibilyon tane tweet bulabiliriz tabi bulabilirsiniz ama bir farkla onlar için suç duyurusunda bulunulmuyor ve savcılar bu tweetler hakkında soruşturma açmıyor.

Muhteremin biri bu tweetlerden rahatsız olmuş hesapta Fazıl Say bu tweetlerle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “dini değerlere hakaret” eyleminde bulunmaktaymış vay anasını sayın seyirciler Ateist olduğunu açıklamak başka dinin mensuplarını rencide ediyormuş meğer.E o zaman aynı mantıkla yola çıkarsak birinin "elhamdülillah müslümanım" demesi de bu ülkede yaşayan hristiyan,yahudi,budist,animist,şamanist,paganist,spritüalist,satanist ve ateistleri rencide etmez mi?

Nasıl bir mantıktır nasıl bir kafa yapısıdır bu anlayamadım.

Yarın bir hristiyan çıkıp dese ki başbakan bir açılış yaparken bismillah diye başlıyor neden "in nomine patris et filii et spiritus sancti"(baba oğul ve kutsal ruh adına) demiyor bu beni rencide etti ne diyeceksiniz bu davadan sonra?

Televizyonlarda hemen hemen her gün abidik gubidik tartışma programlarında masonlara,yahudilere farklı etnik kimlikteki insanlara cayır cayır saydırıyorlar bir allahın kuluda soruşturma açmıyor “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “dini değerlere hakaret” suçlamasıyla neden peki? Bu ülkede sadece müslümanlar mı yaşıyor hayır o zaman bu çoğunluğa verilen imtiyaz neden diğer dinlerin mensuplarına da verilmiyor?

Nerede adalet? Nerede ifade hürriyeti?

Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı, bitti, kül oldu.

Gökten 3 elma düşmüş üçüde adaleti arayanların
ve ifade özgürlüğü isteyenlerin kafasına denk gelmiş...

10 Nisan 2012 Salı


Türk Sineması

0 Yorumgaçlı Okurcan
Düşünüyorumda bazen çok mu yükleniyoruz fantastik ve tarihi türk filmlerine acaba.Adamlar o zamanki imkanlarla ellerinden geleni yapmışlar ama olmamış ciddi ciddi tarihi film yapalım derken komedi tadında filmler ortaya çıkarmışlar üç ok atmış on kişi yıkılmış ya da ne bileyim mavi mızrak atmış rakibine sarısı saplanmış vs vs.Bununla beraber mesela italyan sinemasında komik film yapma hevesiyle yola çıkan arkadaşlar bize kocaman buz dağları yaratmışlar örneğin paylaştığım videodaki İtalyan Örümcekadam gibi gülemedim bir türlü.İnsan bu kadar komik olacağım diye zırvalayamaz ki ama inat edince oluyormuş demek :)



Hele hele Bollywood'a hiç girmeye lüzum yok öyle akıllara seza aksiyon ve bilim kurgu filmleri var ki evlerden ırak...

8 Nisan 2012 Pazar


elitizm üzerine çeşitlemeler

3 Yorumgaçlı Okurcan
instagram
İphone kullanıcılarının yeni derdi instagram'ın adroid telefonlara da açılmış olması muhteremler içerlemişler ne güzel kendi aramızda takılıyorduk nereden çıktı bu pis fakirler diye.Tabi halk arasında asla dolaşmayan bu mavi kanlı kitle buckingham sarayında kraliçeyle 5 çayı içerken fakirlerin fotoğraflarını da görücek asaletine halel gelicek haklı adam tabi :)

Sen kıy parana 2000 Törkiş Liras ver telefon al sonra senin kullandığın hizmetleri 500 gaymelik telefonu olan halkta kullansın nerde kaldı bunun elitizmi.

Ölsün mümkünse tüm pis fakirler dünya iphone kullanıcılarına kalsın :)

Allah akıl fikir versin :)

5 Nisan 2012 Perşembe


Doğa için Çal 4

0 Yorumgaçlı Okurcan
Doğa İçin ÇalDoğa için Çal bu sefer Film Müzikleriyle (Selvi Boylum Al Yazmalım - Çiçek Abbas - Devlerin Aşkı) muhteşem bir derleme yapmış o kadar güzel ki dinlemekten usanmıyorsunuz ayrıca klibin açılışının Cahit Berkay'la yapılması şahane bir jest olmuş kendisini klipte görmek çok hoşuma gitti :) İş bu yazıyı yazarken sanırım 6 ya da 7. oldu dinlediğim her seferinde ayrı bir lezzet aldım heralde yayınlayınca 1-2 sefer daha dinlerim.Doğanın yok olmasına kayıtsız kalmayın bu oluşuma,sosyal sorumluluk projesine mümkün olan her platformda destek verin.

1 Nisan 2012 Pazar


Mıncıklanan eğitim sistemi

0 Yorumgaçlı Okurcan
Bizim siyasetçi muhteremler pek severler eğitim sistemiyle oynamayı ben lisede okurken getirdikleri kredili sistem mesela, kendilerine çok güveniyorlardı sorsan uhuu memleket uçacaktı öyle alladılar öyle pulladılar, sonucunda ortaya çıkan garabete kendileri de şaştılar zira getirdikleri sisteme uygun altyapı yoktu. Öğrencilerin danışabileceği danışman öğretmen yerine müdür yardımcıları ikame ediliyor 400-500 öğrenciye bir danışman düşüyordu.Hesapta insanlar ders seçecekler ama ortada o kadar az sınıf vardıki seçtiğiniz derslerin yarısı zorunlu derslerinizin saatleriyle çakışır istemeye istemeye başka derslere yönelirdiniz.Seçmeli derslerde devam zorunluluğu olmadığından öğrencilerin okuldan kopuşları başladı.Başarılı öğrenciler 5 dönemde okul bitirebilirken başarısız öğrencilerin 9. hatta 10. dönemlere sarkmalarına şahit olduk.En sonunda eski sisteme dönüldü kalan artık öğrenciler mezun olabilsin diye bir dönemde çeşitli dümenlerle 80-90 kredi ders aldırılarak mezun edildiler sonuç ise tam anlamıyla fiyasko yiten giden gelecekler, harcanan öğrenciler vs.

Şimdi yepyeni nur topu gibi bir eğitim sistemi değişikliğimiz var.Sağolsun yüce devletlülerimiz biz vatandaşlarını düşünüp güya anti demokratik olan 8 yıllık eğitimi 2'ye bölüp 4 ekleyerek demokratlaştırıp 12 yıla çıkardılar.

Düzenleme teklifi verenler arasında bir adet bile numune niyetine eğitimle alakalı insan olmaması ve komisyonda %70-80 oranında değişmesine rağmen bana kalırsa bu güne kadar yapılmış en fena düzenleme olarak tarihteki yerini alacak.

Meslek eğitimi yönelimi vs diyerek imam hatiplerin orta kısmının açılmasını geçtim o yaştaki bir çocuğun yeteneğini nasıl tespit edip ona göre hangi alana nasıl sevk edileceği hala meçhuliyetini koruyor daha zihninde meslek namına hiçbirşey olmayacak çocuk doğal olarak velisinin isteği doğrultusunda belki ömür boyunca nefret edeceği bir alana yönlendirilecek.Bunun geri dönüşüde kolay değil zira çocuk 8 yıllık eğitimin ardından yönlendirildiği doğrultuda 3.kademede lise eğitimine geçecek al başına püsküllü belayı.

Sayelerinde artık çocuklarımız oyun çağı 5 yaşında kağıt kalem tutacak 9 yaşından sonra da bildiğin din eğitimi ile yoğrulacaklar.Hadi canım sende demeyin adım gibi eminim yaşanacaklardan şimdi 2.kademe 4.yıla din eğitimi paketi konuyor bunun içerisinde kuran dersi ve peygamberin hayatı işlenecek sanki zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi içinde yokmuş gibi.Laik vatandaşlar ,aleviler ya da başka dini inanca mensup insanlar bu dersleri aldırmak istemeyecekler bu seferde çocukları "dinsiz" olarak "fişlenecek" eğitim hayatları boyunca hatta belki daha ilerisinde de büyük sıkıntılara,baskılara, zulümlere maruz kalacaklar.Bazıları bu baskıya dayanamayıp mecburen "seçmeli" olan bu paketi seçecekler zamanla "seçmeli" din eğitimi de kalıcı hale gelecek.

Doğal olarak bu dersleri alırlarken kız ve erkek öğrenciler aynı sınıfta olmayacaktır sınıflar ayrılacak küçücük kız çocukları kuran derslerine girerken mecburen şimdiki iktidarın siyasal simgesi olan türbanla tanışacaklar.

Din paketini öğretecek öğretmenler konusu ayrı bir muamma şu an ki kadro sayısının yeterli gelmeyeceği kesin bu öğretmenler mevcutlar arasından mı seçilecek, diyanet kadrolarından milli eğitime din öğretmeni geçişi hızlanacak mı yoksa kpss ile mi alınacak belli değil.

9-10 yaşlarında bir çocuğun dini kavramları algılayabilmesi sorgulayabilmesi mümkün mü? O yaşlarda zihni beyaz bir defter gibi tertemiz olan çocukların kafaları bilimsel foğrular yerine doğmalarla dinsel hurafelerle doldurulacak.Böyle yetişen bir çocuk ileride bilimsel bir eğitimi kabullenebilir mi? Evrim teorisini anlatmaya kalksan kabullenebilir mi?

Öyle yetişen çocuğun ileride bilimsel düşünü kapasitesi Harun Yahya kitaplarını aşabilir mi?

Amaç belli çocuklar küçük yaştan başlayarak malum siyasi görüş tarafından doktirine edilecekler.

Bu düzenlemelere sahip çıkanların milli güvenlik dersiyle çocuklar askeri disiplinle doktirine ediliyor inklap tarihiyle Atatürkçü olmaya zorlanıyor diye yırtıan insanlar olması oldukça enteresan.

Peki buradaki çelişkiyi yalnız biz mi görüyoruz yoksa onlarda farkındalar mı acaba?

Ben dini eğitime karşı değilim hatta en rafine,doğru ve geniş kapsamlı din eğitiminin devlet tarafından isteyen ailelerin çocuklarına verilmesi taraftarıyım ancak bu kadar erken değil.Okullarda temel dinler tarihi,içerikleri ve felsefesi verilmeli ancak daha ileri eğitimler diyanet işleri tarafından mezhep ve din gözetmeksizin hali hazırda varolan kurslar yeniden düzenlenerek sağlanmalı.Çocukların kafalarının gerçekten çalışmaya,idrak etmeye ve birşeyleri sorgulamaya başladığı zaman yani lise çağlarında.

Demokratikleşmeyi asıl olması gerektiği yerde üniversitelerde sağlayamamış,rektörlerini öğrencilerin de ciddi söz sahibi olduğu okul senatoları yerne anti demokratik bir şekilde yürütme eliyle sadece biat gözönünde bulundurularak seçerken ilköğretimde demokratikleşmeyi sağlama iddaası kimse kusura bakmasın hiç gerçekçi değil.

12 yıllık eğitimin gerektirdiği ek derslik,öğretmen açığı ve gereken yatırım miktarı konusuna girmiyorum bile.Şimdi 5-10 bin öğretmen alırken bin dereden su getirenler nereden,nasıl ve hangi kaynakla temin edecekler öğretmenleri?

Güya 28 şubatın izleri silinmiş olacakmış yeni yasayla iyide kardeşim bir askeri müdahale sonucunda memlekete gelmişsede faydalı olmuş 8 yıllık eğitim düzenlemesi. Kız çocuklarında bilhassa okullaşma oranı tavan yapmış Türkiyenin toplam eğitim yılı seviyesi yükselmişken sırf senin askere olan gıcıklığın ve din eğitimi sevdan yüzünden neden sabinin geleceğiyle oynuyorsun?

3-5 oy kazanmak, tabana bir selam çakmak uğruna bu kadar kolay mı bir ülkenin geleceğini ayaklar altına almak?
Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa