Ne Mutlu Türküm Diyene

31 Ağustos 2011 Çarşamba


Bayram mı ne bayramı?

3 Yorumgaçlı Okurcan
BayramŞeker Bayramım nasıl mı geçiyor kısaca geçmiyor hele ilk gün yaşadığımız komedinin ardından bayramın benim için pek bir espirisi kalmadı :)

İnsanın ailesi ne kadar unutkan olabilir ki? Benimkiler beni bayram sabahı uyandırmayı unuttular desem inanırmısınız ? Gerçi bunda sabahın köründe gelen misafirlerimizin de payı yok değil kardeşim sabahın 10'unda bayram ziyaretine gelinir mi rüyanda mı gördün bizi :) Neyse efenim uzun zamandır görüşmediğimiz şu sıralar başka bir şehirde yaşayan zamanında pek samimi olduğumuz komşularımız teşrif buyurmuşlar e bizimkilerde onları ağırlayalım derken beni uyandırmayı unutmuşlar.Mesele o değil onların akabinde gelen yeni misafirler de olunca ben hepten arada kaynamışım Allahtan biyolojik saatimiz işliyorda uyanabiliyoruz kendi imkanlarımızla.

Uyandığımda ev panayır yerine dönmüştü gelen gelmiş allı evlenmiş güllü kocaya varmış bayramlaşan bayramlaşmıştı bendenizde assolist edasıyla daha mahmur gözlerle gelenleri selamlamaya çıkmıştım odamdan tabi o kafayla kimle bayramlaştım kimi ya da neyi öptüm farkında bile değilim, ortada dönen muhabbetleride pek kavrayamadım ne yalan söyliyeyim.Ayıldığımda ise misafirler tası tarağı toplayıp gitmeye koyuldular dolayısıyla bayramdan bi bok anlamadım.Lan bayram kahvesi içip bayram şekeri bile yiyemedim o derece.

En son bizimkilerle bayramlaştım cidden çok tuhaf oldu alışmışım sabah erkenden kalkıp giyindikten sonra bayram kahvatımızı edip bayramlaştıktan sonra misafir beklemeye ve bayramları bayram gibi yaşamaya bu sefer fena ketenpereye geldik.

Bu günde bizimkiler gittiler bayram ziyaretine yine sabahın kör vakti e tabi önce mezarlık ziyareti yapılacak kabirlerde dualar okunacak akabinde ehir içindeki en büyük akrabaya gidilip bayramlaşılacak kim bekler benim gibi ekabir adamı.

Du bakalım gelmesini beklediğim gerçekleşme olasılığı az da olsa var olan bir bayram ziyaretçimiz var olursa güzel olur olmazsada can sağlığı ne diyelim.

Biz ufaklıkken şeker bayramında önce apartmanımızda sonra da çevre apartmanlardaki komşularımıza bayramlaşmaya giderdik.En büyük eğlencemiz şeker biriktirmek ve arkadaşlarımızla onlarda olmayan şekerlerimizi paylaşmaktı.Enteresandır eskiden hemen hemen her bayramda kapımıza gelen 3-5 bücürde artık piyasada yok sanırım şeker devri kapandı bilgisayar başında knight ya da counter oynuyolardır.

Klasik tribe girip nerde o eski bayramlar demiyeceğim zira belli harcadık bitti hadi yenisine bakalım .

29 Ağustos 2011 Pazartesi


Uçuyorum şahitlerim var

2 Yorumgaçlı Okurcan
ucuyorum

Uçuyorum şahitlerim var Valla :)

28 Ağustos 2011 Pazar


Türk Futbolu Ruhunu kaybetti istişaresi Erman Toroğluna kaldı

2 Yorumgaçlı Okurcan
erman toroglu
Serhat Ulueren ve Telegol'ün tüm saçmalıklarına bir nebze olsun katlanılıyordu bir zamanlar en azından belirli bir seviyeden aşşağıya gitmiyorlardı gidemezler diyorduk artık o duvar yıkıldı.Kelli felli kariyerli adamlar saçmalamada son noktaya kadar ulaştılar daha beteri ne olur bilemiyeceğim artık :) Erman Toroğlu Türk Futbolunun kaybolan ruhuyla canlı yayında istişare yaptı :))) Bundan ötesi programda Metin Oktay'ın ruhunu çağırmak konuk etmek falan olabilir...

Aslında bu kare için destanlar yazsak yeridir de şu olaydan sonra kim için neyi yazacaksın arkadaş...

Videosuda düşmüş sanal aleme buyrun burdan yakın :)

27 Ağustos 2011 Cumartesi


Nilüfer - Aşk Kitabı

4 Yorumgaçlı Okurcan
Nilüferden dinlemeyi sevdiğim en güzel parçalardan birisidir Aşk kitabı.Sözlerindeki ağır hüzün,acı ve melankoli benim gibi melankolik bir bünyede fena etkilere yol açıyor.Gece hece nerden estiyse kapıldım bi nostalji rüzgarına e madem ben kapıldım sizde bi dinleyin :)



Nilüfer - Aşk Kitabı

Ne olur söyleyin sevenler bana
Ayrılmak kanunmu aşk kitabında
El ele tutuşup gülmeden daha
Terk etmek kanunmu aşk kitabında

Ümitlerim kırıldı bitti
Hayallerim yıkıldı gitti
Bu dert beni benden etti
Sevdim, sevdim bak ne hale geldim

Her seven sonunda düşüyor derde
Bu aşk kitabının yazanı nerde
Bir aşık inandı çok sevdi diye
Terk etmek kanunmu aşk kitabında

Ümitlerim kırıldı bitti
Hayallerim yıkıldı gitti
Bu dert beni benden etti
Sevdim, sevdim bak ne hale geldim

25 Ağustos 2011 Perşembe


Ondan bundan birazda şundan bölüm 23

0 Yorumgaçlı Okurcan
*Gözünüz aydın temiz futbol aşıkları Fenerbahçe Şampiyonlar Liginden men edildi böylece bütün dertler tasalar sona erdi.Ah bir de sırada mahkeme sonuçlanmadan acilen küme düşürülmesi var ki gerçekleştiği an liglerimiz tertemiz olacak bundan sonra şaibe şüphe kalmayacak ohh sonunda.İroninin kralına gelirsek Fenerbahçe şike şüphelisi diye ligde men ediliyor lakin yerine şampiyonlar ligine gidecek olan Trabzonspor şike soruşturmasında başka bir şüpheli takım :) Madem şüpheli takımlar avrupaya gitmeyecek o zaman Trabzonun ne işi var orada diye sormazlar mı adama ? Trabzonu da atlayıp bursayı gönderseydiniz bari :)

Tabi Trabzon şampiyonlar ligine kabul edilince şike soruşturmasında adı geçen yurtdışına çıkış yasağı olan muhterem başkanları Sadri Şener'in çıkış yasağı da ertesi gün nöbetçi mahkeme tarafından kaldırılıyor tesadüfe bakınız :) Ne değiştide Sadri Şener'in durumunda bir değişiklik oldu yurtdışına çıkış yasağı kaldırıldı mantıklı bir açıklama var mı yok :)

Olsun biz alıştık zaten Fenerbahçe'ye yapılan haksızlıklara artık eskisi gibi koymuyor.

Uefa tam çakal önce Fenerbahçe'ye yazı gönderiyor ligden gönüllü çekil mealinde Fenerbahçe yermi gönüllü çekilmek gelecekte kendinde mahfuz olan tazminat hakkından feragat etmesi demek.Bu seferde bizim federasyona yükleniyorlar şöyle ceza gelir böyle ceza gelir babında tabi bizim acemi federasyonunda eli ayağına dolanıyor anında önceki görüşlerinden çark edip ligden men ediyorlar bizi.

MAA'nın açıklamasına göre eğer fenerbahçenin arkasında dursalar Türkiye'ye 8 yıla kadar ceza gelebilirmiş vay babam vay yahu bu güne kadar bir dünya şike mevzusu oldu avrupada ilaç niyetine birine bile 8 yıl ceza verilmedi :) yoksa verilide bizim mi haberimiz yok.E gözünü sevdiğimin başkanı Fenerbahçe'yi men ederek bir nevi Fenerbahçe'nin bu suçu işlemiş olduğuna kani olduğunu beyan ettin.Bunden kelli fenerliler sana nasıl inansın güvensin?

Bu arada Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligine katılacağı haberinin ardından Trabzon şenlik yerine dönmüş yahu bilader daha ön elemesini geçemediğiniz Şampiyonlar Ligine şimdi doğrudan katılmayı nasıl içinize sindirebiliyorsunuz bide utanmadan şenlik yapıyorsunuz helal valla.

*Son günlerin en önemli gelişmelerinden birisi de Adalet bakanlığının açıklamasıydı cezaevinde bulunan gazetecilerin hiçbirisi gazetecilik faaliyetiyle ilgili olarak içerde değilmiş bunlar tamamen fasa fisoymuş biz boş yere gulu gulu dansı yapıyormuşuz meğer :) Mesela Nedim Şener ve Ahmet Şık silahlı terör örgütü üyeleriymiş Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'da keza bildiğin teröristmiş yahu :) Hiç güleceğim yoktu...

*Nihat Doğan muhteşem bir özlü söz yumurtlamış somalide show yaptığını iddia edenlere karşı "Türkiye'de ehli firavun zihniyetinin devamı olan yüzde 15-20 ahmak kesim var" vak ki ne vay yahu bunlar değilmiydi Rahmetli Aziz Nesin bu memleketin %60'ı salaktır dediğinde üzerine alınıp kudurduktan sonra ortalığı velveleye veren kimse kimseye tercihleri yüzünden salak damgası vuramaz diyen yagarayı koparan ne değiştide şimdi kendileri ahmak oranı belirler oldu merak ettim açıkçası yoksa arkasına iktidarın gücünü alan memleketteki ahmak oranını belirleyebilir diye bir kaide mi var.

E be kardeşim eğer niyetin show yapmak olmasaydı başbakanla değil kendi başına giderdin somaliye yapacağın yardımı gizlice yapardın bu bir eğer amacın show yapmak olmasaydı basının karşısında sahte gözyaşlarıyla fotoğraf çektirme telaşına düşmezdin bu da iki.Kimseyede yapığın yardımı da duyurmazdın bu da üç.

Hadi yallah tatlı su delikanlısı seni :)

23 Ağustos 2011 Salı


Çok acayip bir rüya gördüm hayırdır inşallah

2 Yorumgaçlı Okurcan
maldivler
Genelde absürt rüyalar görmekte üstüme yoktur beni düzenli okuyanlar geçen sefer yeti gördüğümü hatırlayacaklardır kaç insan hayatında rüyasında yetilerle tebelleş olur ki :) Neyse efenim bu sefer daha halim selim mevzumuz.

İş bu ya maldivlerde yaşıyorum salaş mini minnacık bir balıkçı teknesiyle balık avlıyorum onları satıp 3-5 yolumu buluyorum.Akşam üzeri eve dönüyorum lakin ev yukardaki fotoğrafın bir benzeri sadece ebatlar oldukça farklı denizin üzerinde ben diyeyim villa sen de malikane kocaman heyyula gibi bir şey kondurmuşum :)

Enteresan olan koca evde yalnız başıma yaşıyor olmam.Göt kadar adada nereye gitmeye kullanacaksam kapıda duran süper bir arabam (ki araba kullanmaktan nefret ederim o yüzden ehliyet bile almadım) ve kocaman evim var ama hayatımda kimse yok çok ilginç :) Yalnızlık rüyada bile yakamdan düşmüyor anasını satayım.Sen kalk herşeyi daya döşe ama paylaşacak kimsen olmasın ne kadar acı :(

Çıkıyorum balkona ayağını uzatsan cam gibi deniz, kurmuşum çilingiri, fonda müzeyyen abla, elimde rakı, ufku seyre dalmışım...

Off lan off içlendim azcık kafein ve tein'e abanayımda ramazanda usulüne uygun kafa bulayım :)

21 Ağustos 2011 Pazar


Başkasının mağduriyetinden show malzemesi çıkarma iğrençliği

5 Yorumgaçlı Okurcan
somali
Kuşkusuz hepimiz üzülüyoruz Somali'de yani dünyanın unuttuğu,görmezden geldiği topraklarda yaşananlara.Garibim somalililer verimli topraklar üzerinde ve balığın oldukça bol olduğu bir denizin kıyısında açlık çekiyorlar ne kadar ironik ve acı.Çinliler ve Avrupalılar tarafından toprakları tarım yapmak için parsellenmiş.Adamlar organik tarım yaparak kendi ülkelerini besliyorlar.Toprakların asıl sahipleri açlıktan kıvranırken tonlarca gıda dünyanın değişik ülkelerine gidiyor.Büyük petrol şirketleride boş durmamış tabiki işbirlikçi devletleri tarafından yine sadece acının yeşerdiği toprakları cüzi çıkarlar karşılığı peşkeş çekilmiş.Bir zamanlar kara afrika'nın kendine yetebilen görece müreffeh ülkesinin düştüğü şu hallere üzülmemek açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukları görüpte acısını yüreğinde hissetmemek mümkün mü?

Büyük devletler ise utanmadan vahşice sömürdükleri siyasi hamleleriyle tarumar ettikleri açlıktan kırılan Somali'ye sadece kendi vatandaşlarının vicdanını teskin edebilmek ve gözlerini boyamak için tok karnına tüketilmesi gereken ilaçları yolluyorlar.

Gelelim bizim konumumuza islam ahlakında "sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" olarak özetlenmiş durum her nedense bizim anlı şanlı "islamcı" geçmişiyle övünen devlet erkanı tarafından unutulmuş gibi görünmekte.Büyük bir show business haline getirilen yardımlar amacından sapmış gibi hissediyorum içime sinmiyor.Gerçi bizim devlette bu acıyı dünya gündemine sokabilmek amacıyla yaptığını söyleyecektir kendini başka türlü nasıl savunacak.Tabi yerseniz.Koca koca petrol yataklarına sahip vatandaşlarının trilyonlarca dolar hesapları olan zengin arapların ise neden Somali'ye kayda değer bir yardım etmedikleri ayrıca tarafımda oluşmuş bir merak konusu e hani bütün müslümanlar kardeşti Somalili garibanların ne kabahati var peki?

Beni asıl çileden çıkartan kendi ülkesinde yaşanan acılara tamamiyle fransız kalıpta Somali'ye yardım uçağına koşturan ve doluşan ünlüler.İsimlerini zikretmek dahi istemediğim bu muhteremleri ben hiç bir fakirin sofrasında ya da bir şehit cenazesinde görmedim gören yahut duyan varsa beri gelsin.Kendi vatanında bir okul yaptırmayan,fakir fukaraya gıda yardımında bulunmayan,ilaç niyetine yoksul öğrencilere burs sağlamayan bu muhteremlerin ikircikli ve gayri samimi tavırlarına çıldırmamak içten değil.Marifet Somali'ye gidip açların başında iki damla sahte gözyaşı dökmek,yerel zenginlerin tonton gacılarıyıla göbek atıp şarkı söylemek değil öncelikle kendi coğrafyanda yaşanan acılara kayıtsız kalmamak.

Daha yerel olamadan evrensel olmaya çalışmak sorunun ve samimiyetsizliğin kaynağı.Kendi ülkendeki evsizlere,yoksullara,yoksunlara tam gaz giriş önce bir kendi insanının kalbini fethet beini doğrultmaya başla sonra bununla paralel olarak dünyanın sorunlarına el at ki samimi olduğuna inanayım senin...

Somali'ye yapılmaya çalışılan yardımı kınadığım yok yalan yok hoşuma da gitti hatta tüm dünyadaki mazlum devletlere ve milletlere yardımcı olmak Türkiye'nin görevi boynunun borcu olmalı bence.İşgalcilerini yenerek emperyalizmin ve kapitalizmin yüzüne en okkalı tokadı yapıştırmış bu devlet bir umut ışığı olmalı olabilmeli.Dünyanın askeri süper gücü,fabrikası,besleyeni olmayı geçtim büyük yatırım gerekli onlar için lakin bari dünyanın vicdanı olmayı başarabilelim benim için yeterli bir gurur vesilesi olacaktır.

19 Ağustos 2011 Cuma


Mezar taşından hıncını çıkarmaya çalışan andavallı

0 Yorumgaçlı Okurcan
can yücelin mezarı
Şimdi yaşıyor olsa ve yaşananlar bir başka rahmetlinin başına gelmiş olsa o koca sakalların arasında neredeyse belli olmayan dudaklarından çıkan yumuşak ancak kızdığında keskin kimi zaman anlaşılmaz sesiyle kelimeleri yuvarlayarak ve çok kallavi bir küfür yapıştırırdı can baba

Ölüm yıldönümünde Can Yücel mezarı başında anılırken "vasiyeti gereği" olduğu öne sürülen şarap dökme eyleminden dolayı olduğu sanılıyor lakin olanların sebebinin önemi var mı?

Nasıl vahşetle ve nefretle dolu ruh halidir bu,Mezar taşına kıyasıya saldıracak kadar gözü dönmüş.Bildiğin taş ulan o taş,kırdın da ne geçti eline,Zavalı andavallı...Sevenleri yenisini yaptıramayacak mı sanıyorsun? Eskisinden daha güzel daha büyük belki daha görkemli.Tabi sende boş durmayacaksın andavallı,elinde balyozun yine fırsat kollayacaksın ilk fırsatta yine yıkacaksın sana ve senin gibilere inat,yine yaptıracak sevenler,Olsun,Senin de,Can'ın sağolsun

Ne kadar ironik o maktul mezar taşını yapan da Mehmet Aksoy malum karsta yıkılan meşhur "ucube" nin heykeltraşı ne acıdır ki aynı zihniyetin gadrine uğradı yine bu seferde datçada.

18 Ağustos 2011 Perşembe


Tam zamanında yaşamak

0 Yorumgaçlı Okurcan
Yemek de boş, içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.

Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.

Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.

Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.

Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.

Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.

Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.

Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.

Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.

Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.

Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.

Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.

Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.

Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.

Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.

Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI...

Can Yücel

16 Ağustos 2011 Salı


Mini ptt istemiyoruz

2 Yorumgaçlı Okurcan
Allahım yarabbim bu mini pttler yüzünden çektiğimi bir ben bir allah bilir.Ödeme yapmak için gidersiniz sistem kilitlenir.Dışarısı ya çok soğuk ya çok sıcaktır eşşek gibi kuyruk olur.Gişelerde sürekli tek memur çalışır yeter artık ya.

Bu gün kredi kartına geleneksel olarak ütülme tarihimiz yaklaştığından zamanı geçmeden gidip yatırayım dedim.Akşam üzeri tenha olur hesabına saat 4'te ptt'nin önündeyim içeride tek başına memur çalışıyor önümdeki sırada kafadan 20 kişi var ve işlemler alabildiğine yavaş.Dedim kesinlikle bu iş yattı ertesi güne kalıcaz neyseki aradan geçen 15 dakikanın ardından ptt sınırlarından içeriye girebildim.Allahtan içeride klima var yoksa dışarısı kıyamet bşeyler yatırayım diye yarım saat dışarda beklesen buhar olur uçarsın o derece

Uzun bekleme sürecinin ardından sıra bana gelmek üzereydiki içeriye uyanık teyzelerden biri girdi.Yüz ifadesinden bir rahatsızlığı olduğu belliydi.İşini hallettircek fırsat kolluyor ama saat olmuş 16.45 kapanışa sadece 15 dakika var ve arkamda en az 10-15 kişi daha var.Neyse tam ben kartı ve parayı uzatmıştım ki teyzeden beklenen hamle geldi.Benden kendisi için yer istedi.Hani sırada sadece ben olsam gönüllü olarak yerimi verirdim ama kusura bakmayın teyzecim kuyrukta bekleyen bir dünya insan var onlara sorun dedim.Doğal olarak kuyruktaki insanlarda yer vermedi.Bi dünya tatava çıktı uyanık teyzenin derdi acilen fitre göndermekmiş izmirde fakir bir çocuk fitre bekliyormuş.Allahım yarabbim bahaneye bakarmısın sanki çocuk ameliyatta acil kan gönderecek :) Allah bilir akrabalarından birine havale gönderecek ama kuyruktakiler sıra vermeyeceği için bahane uyduruyor.Tabi kimse yemeyince kös kös sıranın arkasına geçti.Hengame sırasında sabahtan beri non-stop çalışan memurun kafası allak bullak oldu iyice benim verdiğim paranın 100 lira fazlasını işlemiş hesaba :) O yüzden yeniden işlem yapmak zorunda kaldı.İnşallah bi sakatlık çıkmaz gerçi makbuz var elimde ama nolur ne olmaz :)

Ptt yetkililerine sesleniyorum şu ufak ptt noktalarında ne olur 2 memur çalıştırın gözünüzü seveyim orada tek başına haldır huldur çalışan memura da yazık kuyrukta bişeyler yatırmaya, mektup vs göndermeye çalışanlarada.

15 Ağustos 2011 Pazartesi


Kavga etmeden ayrılalım

0 Yorumgaçlı Okurcan
Başlığı okuyupta hemen aşk meşk yazacağımı zannedenler varsa baştan söyliyeyim olay tamamiyle politik zihin egzersizidir :)

Muhterem dincilerimizden bir kısmı şu günlerde alevli bir şekilde gettolaşma insanların hayrına mıdır yoksa değil midir konusunda tartışıyorlar.Malum çevrelerin bir kısmı bizim gibi "laik" insanların onların yaşayış tarzına uyamadığımızdan hareketle bizler için kurulacak gettolarda yaşamamızın toplumsal barış açısından daha hayırlı olacağı kanaatindeler.Bu sayede biz kendi istediğimiz gibi içip,giyinip, çoşabileceğimiz kurtarılmış bölgelerimizde mutlu mesut gözlerden ırak yaşarken onlarda huşu içinde ibadetlerini edip kendi dalgalarına bakabileceklermiş.Bizlere şartlar öyle gerektirdiğinden tahmmül ediyorlarmış vs

Madem iş tahammül seviyesine geldi ben daha ilerisini öneriyorum gettolaşmaktan ziyade aynı devlet çatısı altında etnik temele dayanmayan siyasi görüş ve sosyal yaşayış bakımından farklılardan mürekkep federal bölgelere ayrılalım.Trakya,ege ve akdeniz sahil şeridi sosyal demokrat ve laiklere,iç ege ve anadolunun bazı kesimleri milliyetçilere,doğu anadolunun bir kısmı kürt miliyetçilerine,geri kalan topraklarda "dindar" ve liboş kesime kalsın her eyaletin kendi başkenti,hukuku,özerk bütçesi ve iç güvenlik teşkilatı olsun.Federal başkent yine Ankara ve bayrağımız vs aynı kalsın.Yalnız tek şartla herkes kendi bölgesinde yaşayacak ve diğerine hiç bir surette karışmayacak.Taşınma,göç vs olmayacak insanlara kendi bölgelerine işlerini ve evlerini taşıyabilmeleri için 1 yıl boyunca devlet ücretsiz olanak sağlayacak.

Her iddiaaya varım böyle bir bölünmenin ardından 10 yıl sonra yaşanacak ekonomik refah farklılığı ve diğer federal bölgelerde oluşacak zorlu toplumsal yaşam koşulları gereği sahil şeridine göçmen olmak için malum %50 içinden ve diğer eyaletlerden büyük yığılmalar yaşanacaktır.Hem iş hem sosyal hayatlarında baskıdan bunalacak iş güç bulamayacak milyonlar sosyal demokratların içinde yaşamak için ölesiye can atacaklardır.

Her ne kadar sözlerinde gettolaşmayı dile getirenler onlar olsada onlardan sonra gelecek nesil kendi elleriyle yarattıkları baskıcı rejimde yaşamak istemeyecektir.

12 Ağustos 2011 Cuma


Ağaçları Kesmeyin

0 Yorumgaçlı Okurcan
Düş bir yaş dalından düşerse
Nereye düşer hiç düşündünüz mü?
Yerde bir iz kalmayacak mı izdüşüm?
Düşen yaş dalından düşünce
Gözlerinizdedir pınarı
Bir yaş bir daldan düşünce
Kökündedir yaşı
Bir yaş düşer bir daldan
Hepimizin ölen arkadaşı
Ve çok eskilere dair bir düşünce

Can Yücel

Bizim medyada hakkaten bir dünya sapık var

0 Yorumgaçlı Okurcan
Başlığı bu kadar srt yazdığım için kusuruma bakmayın maalesef olandan bahsederken "bizim köyde göte göt derler".Daha iki gün evvel otobüste darp edilen Nurcan İbrahimoğluyla ilgili bir yazı yazmıştım.Ama bir noktayı atlamışım bizim muhterem rabıta medyamızın hemen dezenformasyona gireceğini düşünmüştüm lakin bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum.Olayın onbeşgünlük bir mevzu olmasından tutun karakoldaki ifadesine kadar birçok ipe sapa gelmez bahaneler yaratmışlar.Otobüs şöförü ve otobüs yolcularından olduğu söylenen iki kişinin beyanlarını vermişler ancak ifadelerdeki çarpıklığı yazıyı alel acele yazdıklarındn atlamışlar :) Otobüs şöförü kızın ön tarafta olduğunu söylerken görgü şahidi olan yolcu kendisinin önde olduğunu olayın ise arkada cereyan ettiğini beyan ediyorlar.Güya kızcağızın ayağına takılanlar nurcandan özür dilemişler efendilik yapmışlar ama nurcan kızımız otobüste on kaplan gücünde olduğundan kendisiyle münakaşa eden erkeklere kafa göz girişmiş :) Yani şu ifadeere inanan varsa ben başka bişey demiyorum :)))

İkinci vakaamız ise takvim gazetesinin internet sitesinde yayınlanan bir haber ile ilgili tabi bu haberi takvim gazetesine servis edende ihlas haber ajansı (İHA) Samsunda devlet gözetiminde yaşayan 12 (oniki) yaşında bir kızcağız yurttan kaçarmış sürekli tabi kaçınca boş durmazmış erkeklerle kendi rızasıyla birlikte olur başlarını derde sokarmış pek çok insanın hapislere girmesine neden olmuş vah ki ne var :) Bir haber ajansındaki zihniyete bakarmısınız söz konusu olan bir kız çocuğu ve kızdan yararlanan erkekler var ama bundan kız sorumlu doğruya kız otursaydı yurtta erkeklerle fingirdemeseydi değil mi efenim ama kızın bir çocuk olması 12 yaşında bir bireyin yaptıklarının ayırdına varamayacak olması hiç önemli değil.Peki küçücük kızdan faydalanan erkeklerin kabahati yok mu hiç hani 16-17 yaşında olsa dersinki adamlar 18 yaşında veya büyük zannettiler şeytana uydular.12 yaşındaki minnacık çocuğun güya yaşının farkına varamayan (farkında olupta yaptıklarını düşünmek dahi istemiyorum) adamların savunluacak nesi olabilir be kardeşim ayıptır günahtır.

Gelen tepkiler üzerine takvim gazetesi bu haberi internet sitesinden çıkarmış maşallah büyük iş başarmışlar bu gazetenin hiç mi editörü yok yayınlanan haberleri okuyan hadi gazeteyi geçtim internet sitesinin sorumlusuda mı yok okurken haberleri ayıklasın gazetenin editörüne, yazı işlerine haber versin.Nerdeeee

Ben kime ne anlatmaya çalışıyorum ki koskoca kelli felli köşe yazarları bile Defne Joy Foster'in ölümünün ardından su testisi su yolunda kırılır yorumunda bulunmuşken iha'nın takvimin yazdıkları az bile.

Böyle abuk subuk gazeteleri almaya ve okumaya devam edin siz, onlarda abuk subuk saçma sapan haberleri doluşturmaya devam etsinler.

11 Ağustos 2011 Perşembe


Ömer Hayyam - Masal

6 Yorumgaçlı Okurcan
Sevdiğini mertçe seven kişi,
Pervane gibi özler ateşi,
Sevip de yanmaktan korkanın,
Masal anlatmaktır bütün işi.

Ömer Hayyam

9 Ağustos 2011 Salı


Ata sporu olarak Namus Bekçiliği

2 Yorumgaçlı Okurcan
Ata sporu olarak sadece güreş cirit ve futbol üçlüsü var diyenlerdenseniz yanıldınız.Toplumda en yaygın ata sporumuz aslında Namus Bekçiliğidir.Taa bebeklik,çocukluk yıllarında zihnimize kazınınan bu olgu biz büyüdükçe genellikle daha da pekişerek fanatiklik boyutuna ulaşır.Küçükken ve delikanlıyken kendi ailemizin ve mahallemizin namusu ilgilendirir bizleri. O yüzdendir ki mahalle abileri vardır mahallenin kızlarına takılan gençleri itina ile ayıklarlar.Mahleye yeni taşınan ya da amacı sadece o bölgeden geçip gitmek olan insanları "kim la bu" edasıyla kesen tipleri görürseniz ki bilin bunlar o bölgenin namus bekçileridir.

İşte bu tipler zaman ilerledikçe mahallenin dar çevresiyle yetinmezler gittikler her noktada kendi ahlaki değerlerini çevrelerine sözlü taciz ve veya kaba kuvvet şeklinde dayatırlar.Mini etek giyen kızlara laf atan,sarkan da bunlardır aynı kızlara namus bekçiliği yapmayı,uyarmayı gerekirse şiddet kullanmayı kendine görev edinelerde.

Bu tiplerin hele birde "dindar" olanları vardır ki evlere şenlik.Ahlakçılığın dibine vurmaktan kendilerini alamazlar lakin 13-14 yaşında minicik çocukları "kadın" niyetine nikahlamakta beis görmezler vs vs

Neyse bende olayı tirada bağlamadan esas mevzuya geleyim geçtiğimiz günlerde yaşanan bir mevzu üzerne yazmaya başladım bu yazıyı.Beşiktaş Bayan Voleybol Takımı PAV kadrosundaki Nurcan İbrahimoğlu antreman çıkışı yorgun argın otobüse biniyor üzerinde ise şort var.Otobüs oldukça boş ve kendisi yorgun olduğundan ayaklarını uzatma ihtiyacı hissediyor aradan bir müddet geçtikten sonra 40-45 yaşlarında bir eleman gelip önce ayağına vurarak taciz ediyor akabinde vay efendim sen toplumun ahlakını bozuyorsun diye bayan sporcuyla ağız münakaşasına giriyor ve abaratıp olayı darp boyutuna kadar taşıyor bunun üzerine Nurcan İbrahimoğlu telefonla polisi aramak istediğinde ise otobüstekilerden enteresan bir tepki görüyor başımıza iş çıkarma diyerek polisi bile aramasını engellemeye çalışıyorlar.Tabi bu arada saldırgan el sallayarak dalga geçercesine uzaklaşıp gidiyor.Haksızlığa uğrayan üstüne darp edilen kızcağızı savunacakları yapanı kıskıvrak yakalayıp polise götürecekleri yerde suçluyu kolluyorlar.Üzerine birde şikayet etmeye gittiği karakolda gördüğü ilgisizlik vs üzerine tuz biber ekiyor haliyle.

Çocukluğumuzdan beri bize itina ile empoze edilmiş bilinç altımıza resmen kazınmış bu saçma ahlakçılık yüzünden yaşanıyor bu olaylar.Hadi diyelim şorttan rahatsız oldu da nereden,hangi hakla müdahale etme cürretini kendinde buluyor bu dangoz? Biliyor başına bişey gelmeyeceğini de ondan.O yüzden oruç tutmayanda dayak yiyor bu ülkede,farklı giyinende farklı yaşayanda,farklı inananda.Yapanın yanına kar kalmayacağını bilseler akıllarının ucundan bile geçiremezler.Nurcan'a elini kaldıranı yakalasa polis mahkemeler savcılar derken hayatından bezse hatta hapis cezasını alsa şöyle 2-3 yıl gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlansa rezil rüsva edilse olur mu tekrar sanmam.

Adım gibi eminim kızcağıza ahlak bekçiliği yapan vandal o otobüslerde fortçuluk yapıyordur,elalemin karısını kızını kesiyordur hatta fırsatını bulsa tecavüz bile edecek kapasite var belli.

Hadi bu olayda şort var diyelim e yarın öbürgün başka bir kadının başı açık diye dayak yemeyeceği ne malum? Belki yiyor ama bizim haberimiz olmuyor medyanın hali ve sansürün boyutları ortada.

Bu tipleri ben anlamıyorum nasıl çürük bir ahlakları varsa en ufak şeyden bozuluyor :) Şahsen benim karşımda birisi istediği kadar açık saçık giyinsin umrumda olmaz.Belki ilk karşılaştığımda dikkatimi çeker ama sonra kafamı döner işime gücüme bakarım.

Cidden eğer birinin ahlakı,namusu bir şort yüzünden bozulabiliyorsa ağır abaza ya da ciddi manada sapıktır.

Benim asıl üzüldüğüm saldırıya uğrayan kızcağıza kimsenin yardm etmemesi hatta saldırganın yakalanmaması için köstek olmasıdır.Hiçbirinin aklına gelmiyor aynı şekilde saldırıya uğrayan belki bir gün benimde kızım,kardeşim,karım olabilir diye.

Toplum böyle saçma bir şekilde bozulmamalı.

7 Ağustos 2011 Pazar


Rise of the Planet of the Apes izlenir

2 Yorumgaçlı Okurcan
Rise of the Planet of the ApesEminim benim gibi bilim-kurgu meraklıları Maymunlar Cehennemi serisinin pek çoğunu izlemiştir işte serinin sonuncusu "Rise of The planet of the apes"de ana karakter sezar'ın gözünden maymunların dünyaya nasıl hakim olmaya başladığının hikayesi.Görsel efektleri yapanları cidden tebrik etmek lazım büyük emek ve özen gösterilerek çalışıldığı belli.Maymunların yüz ifadeleri hareketleri benim gibi belgesel manyağı denebilecek insanları bile tatmin edecek düzeyde gerçekçi ufak tefek kusurları saymazsak :) Serinin diğer filmlerinde olduğu gibi dolu dolu aksiyon bekleyenler varsa baştan söyleyeyim sonları haricinde aksiyon falan yok boş yere ümide kapılmasınlar filmin gayeside o değil zaten mevzunun başını anlatmak.Yönetmen Rupert Wyatt'ı ayrıca Görüntü Yönetmeni Andrew Lesnie tebrik etmek gerekir abartıya kaçmadan gayet güzel bir şekilde işlemişler hiç sıkmadan izleyeni efekt bombardımanıyla boğmadan rahatça akıyor yapım.Will Rodman rolündeki James Franco ve onun alzheimer hastası babası Charles Rodman rolünde John Lithgow ise takdire şayan Maymun Sezar rolünde Yüzüklerin efendisi serisindeki gollum rolünden hatırlayacağımız Andy Serkis resmen döktürüyor.Dikkatlice izleyenler serinin önceki filmlerine ufak tefek göndermeleride yakalayacalar ayrıca belirtmek gerekirse filmin sonu devam için açık bırakılmış sanırım ileride serinin re-makeleri çekilebilir.

Konumuza gelecek olursak Will Rodman(James Franco) bir ilaç şirketinde hasar görmüş beyin hücreleri üzerine araştırma yapan bir bilim adamı.Babasının Alzheimer rahatsızlığı dolayısıyla ekstra bir şevkle çalışıyor ilacı maymunlar üzerinde denemeye başlıyorlar ancak ilaç beyin hücrelerini yenilediği gibi zekayıda arttırıyor.Deneyler sırasında ufak bir sorun çıkıyor şempanzelerden birisi birden hırçınlaşıp tam da yapılan sunumun ortasındayken labaratuarı ve binayı tarumar ediyor çıkan rezalet üzerine denemeler duruduruluyor ve denek maymunlar itlaf ediliyor maymunlarla ilgilenen eleman kafeslerde ufak bir yavru keşfediyor ve bunu Will Rodman(James Franco)ya veriyor tabi will yavruyu öldürmeye kıyamadığından gizlice evine götürüyor ve adını sezar koyuyor.Ve olaylar böyle başlıyor daha fazla anlatmayayım iş spoiler'e doğru gidiyor :)

Eğer Planet of the apes hayranıysanız benden size tavsiye gidip izleyin pişman olmazsınız.

Rise of the Planet of the Apes Rise of the Planet of the Apes Rise of the Planet of the Apes

Rise of the Planet of the Apes Fragmanı



6 Ağustos 2011 Cumartesi


Just Pide

2 Yorumgaçlı Okurcan

Ali Biçim'in başrolünde olduğu Michael Jackson'un "beat it" şarkısını "just pide" şeklinde Türkçeye uyarlayan bu videoyu sanırım on sefer falan izledim her seferinde ayrı güldüm :)) Hele sonlara doğru araya giren Mc Doğa - Yaralı Şişman koparttı beni :) Tavsiye ederim

5 Ağustos 2011 Cuma


Kalbim dinamit kuyusu

0 Yorumgaçlı Okurcan
Beni, gözlerin götürür
Gözlerin
Aşkla, acıyla...
Kuşatmışlar
Sesimi, soluğumu
Kesilmiş
Tuz-ekmek payım
Vurgunum
Ve darda,
Gözaltındayım.
Dal, kor keser
Penceremde açarsa
Kuş, vurulur
Üzerimden uçarsa.
Ve hal böyle böyle,
Yol bu yöndeyken
Gelir,
Ki her gelişinde
Daha da içten
Gelir,
Soluk soluğa
Benim olursun.
Amansız sarmasında
Kollarımın
Esrik,
Çığlık çığlığa
Erir, kar gibi vücudun...
Nicedir,
Kahpe ağzında
Bir salgın,
Bir deprem gibi künyemiz.
Nicedir,
Başımıza zindan dünyamız.
Biz ki
Yarınıyız halkın,
Umudu, yüzakıyız,
Hıncı, namusu...
Şafakları,
Taa şafakları
Hey canım,
Kalbim
Dinamit kuyusu...

Ahmed Arif

4 Ağustos 2011 Perşembe


Salaklık parayla olmayınca salaktan geçilmiyor ortalık

0 Yorumgaçlı Okurcan
kimyasal atıkGün geçmiyorki güzide memleketimizde yepyeni bir salaklıkla daha uyanmayalım.Daha önce ev yapıcaz diye ormanları piç ettiniz 2B yok 4Z kalıplarına soktunuz gözden kaçırmak için,Hiç yapılaşmaması pamuklara sarılması korunması gereken tarih fışkıran,endemik bitki ve hayvan türlerine sahip coğrafyaları HES yapacağız ülkemize enerji lazım bahanesiyle mahkeme kararlarını bile takmadan fütursuzca işgal ve tahrip ettiniz,memleketin neredeyse %30'unu maden ruhsatlarıyla yokolmaya mahkum ettiniz yetmedi atıklarına sahip çıkamayan çevresine zehir saçan işletmelere sırf para için göz yumdunuz yenilerinin açılmasını teşvik ettiniz onlarda yetmedi şimdi Dünyanın her yerinden gelecek kimyasal atıklar için toplama istasyonu kuruyorsunuz pes hatta oha

Yanlış duymadınız hollandalı Royal Vopak Türkiyenin en kalabalık şehri İstanbul'un hemen dibinde Yalova'da kimyasal atık toplama tesisi kuracak.Aptalların ülkelerinde istemediği değerli kimyasal atıklarını bizim über zekalı saygın yöneticilerimiz 3 kuruş para için ülkemizde saklayacak biz uyanığız onlar aptal zira :) Ne var canım memleket kazansın biraz fazla paradan ne olur.Kimyasal sızıntı yaşanırmış insanlar ölürmüş,çocuklar sakat kalırmış,doğa yokolurmuş kim takar yalova kaymakamını?

Biz akıllıyız gelişmiş ülkeler aptal adamlar para kazanacakları yerde sanayileşme hırsıyla tahrip olmuş doğalarını geri kazanabilmek için yardırıyor,tarihlerine bir kibrit çöpü bile olsa sahip çıkıyor,ülkelerinin her yanını ormanla donatıyor,kimyasal atıklarını başka ülkelerde gömüyor.Ülkeleri temiz kalsın insanları hastalanmasın diye birde üzerine para veriyor akılsızlar :)))

Heralde muhterem yöneticilerimizin bundan sonraki hamlesi Nükleer Atık depolama tesisi kurmak olur onda daha iyi para var bence :)

Çünkü gelişmiş ülkelerde yaşayanlar aptal biz akıllıyız.

Durmak yok uyumaya devam, kimyasal atıklarla nurlu ufuklar çok güzel vesselam

2 Ağustos 2011 Salı


Ana Yüreği :)

0 Yorumgaçlı Okurcan
ana-yüregi

Son günlerde bu karikatüre bakıp bakıp gülüyorum delirdim galiba allah sonumu hayretsin :)
Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa