Ne Mutlu Türküm Diyene

17 Haziran 2010 Perşembe


Deniz sezonunu açmış bulunmaktayım.

denizSon birkaç senedir denizle olan ilişkimiz bir hayli karışık ilk başlarda oldukça keyifli olan muhabbetimizden sonra dargınım kendisine arada bir uğrar halini hatırını sorarım o kadarcık.Kıyısından bakıp beni yutamayacaksın Akdeniz diyerek ayağımı bandırıp çıkarak çimmeden kıyısından dönmüşlüğüm çok vardır.Bu senede epey bir nazlandıktan sonra denize gittim sabahın 9'unda elimde şemsiye havlu bizimkilerle beraber sahile indik.

Sahilde gayet güzel bir esinti vardı ve hayret ettim ilk defa denize amelecanlarla beraber girmiyorduk hatta kenarımızda sevimli bir rus çekirdek ailesi bile vardı turistler denize gelmişlerdi hemde açık halk plajına.İki sevimli çocuk bıcır bıcır rusça konuşup denizde cebelleşiyorlardı.Ayrıca üzerinde basma fistanla denize giren bizim süper zeki vatandaşlarda olmayınca dadından yenmezdi deniz.Kısacası huzur ve sükunet hakimdi tüm sahile.

Derken o an geldi yavaşça sokuldum ayaklarımı dizlerime kadar soktum,ufak bir ürperti kapladı içimi soğuktu.Belime kadar girdiğimde bariz üşüyordum atıverdim kendimi akdenizle birbirimize kavuşmuştuk sonunda.Süper tuzlu sularında kulaç atmak suretiyle eğlenceye vermiştim kendimi.Yahu epeydir deniz yüzü görmediğimden hamlamışım 100 mt ya yüzdüm ya yüzmedim kolum bacağım hemencik yoruldu nefesim dibeğimden çıktı.Neyse daha fazla kalmanın bir anlamı yoktu bende kendimi güneşlenmeye adadım.Ama dışarısı pek durulacak gibi değildi bildiğin hamam saat 10 bile olmamışken yanıyordu ortalık bizimkilerle beraber tası tarağı toplayıp eve attık kendimizi.

*Farkına vardım ki babam rusça konuşamasa bile rusça işaret edebiliyordu.Çocuklardan birinin kaçan kolluğunu tek işaretle rus aleye göstermiş onlarda gayet anlamışlardı durumu.:)

*Amelecanlar olmadan sahil çok huzurlu.

*Basma fistan giyipte denize giren tiplerde olmayınca zevk alabiliyormuşum denizden.

Not:Siz siz olun Antalya'ya haziran ve eylül 15 arası gelirseniz sakın ha sakın sabah saat 11'den akşam 6'ya kadar dışarı yanınızda soğuk su, şapka olmadan çıkmayın hatta mümkünse hiç çıkmayın klimalı ortamda kalın.Ben çıktım az kaldı yolda susuzluktan geberiyodum gittiğim yerde yürüyerek 10 dakika mesafede.Yerden alevler yükseliyor ayrıca esen rüzgarda kavurucu çöl sıcağından beter üstüne birde nem ve güneş etkiside girince Turbo fırınlarda pişirilmekte olan tavuklara dönüyorsunuz.İsteyenler kendilerinin gözden çıkarabilecekleri kısımlarına galeta unu ve sos bulayarak Antalya sıcağında güneş altında bırakmak suretiyle deneyebilirler.KFC tavuğundan beter olursunuz sizi temin ederim.

Buram buram iyot kokan cemo.

0 Yorumgaçlı Okurcan:

Yorum Gönder

Dök içinden geçeni

Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa